Marifetname El ve Yüz Analizi
- Fizyonomist
- 3 gün önce
- 5 dakikada okunur
Marifetname Hakkında Tanıtım
Marifetname, 18. yüzyılda yaşamış olan büyük Osmanlı âlimi Erzurumlu İbrahim Hakkı tarafından kaleme alınmış, din, tasavvuf, astronomi, tıp, anatomi, psikoloji, fizik, matematik, ahlak ve insan ilmi gibi çok çeşitli konuları bir araya getiren ansiklopedik nitelikteki bir eserdir. 1756 yılında tamamlanan bu eser, ilim ile marifetin yani bilgi ile hikmetin bütünleştiği, dönemin bilimsel ve metafizik anlayışını aynı potada eriten nadide kaynaklardan biridir.
Eserin en dikkat çekici bölümlerinden biri olan fizyonomi (ilm-i kıyafet) kısmında, insanın dış görünüşü ve beden azaları üzerinden karakter analizi yapılır. Özellikle baş, yüz, göz, alın, kulak gibi organların şekil ve oranlarına göre insanın mizacı, ahlaki özellikleri ve tabiatı hakkında çıkarımlar sunulur. Bu yönüyle Marifetname hem klasik Osmanlı düşünce dünyasını hem de geleneksel antropolojik yorumları yansıtan eşsiz bir eserdir.
Marifetname El ve Ayak
Erzurumlu İbrahim Hakkı, el ve ayakların şekli, büyüklüğü ve oranları üzerinden kişinin karakteri ve mizacı hakkında detaylı yorumlar yapar. Elin uzunluğu, parmakların yapısı ve ayağın duruşu, insanın tabiatına dair ipuçları verir.
Marifetname El Çizgileri
El çizgileri, İlm-i Sîmâ ve Kıyâfet ilminin önemli unsurlarındandır. Avuç içindeki hayat, akıl, kalp ve kader çizgileri üzerinden insanın yaşamı, ahlakı, zekâsı ve bahtı hakkında değerlendirmeler yapılır.
Marifetname Kadın Özellikleri
Kadınların mizacı, ahlakı ve yaradılış özellikleri beden yapılarıyla birlikte ele alınır. Erzurumlu İbrahim Hakkı, kadınlarda görülen bazı fiziksel işaretlerin hangi ruh hallerine ve davranış biçimlerine işaret ettiğini anlatır.
Marifetname Yüz Analizi
Yüzün şekli, siması, göz, burun, ağız, çene gibi unsurlar üzerinden karakter analizi yapılır. Bu analiz hem kişinin mizacını hem de içsel hâlini yansıttığına inanılır. Marifetname bu konuda 89 maddeyle detaylı açıklamalarda bulunur.
Marifetname Evlilik Yaşı
Evliliğin hangi yaşlarda uygun olacağı, hem bedensel hem ruhsal olgunluk dikkate alınarak değerlendirilir. Özellikle erkek ve kadın için farklı dönemlerde evliliğin hayırlı olup olmayacağı anlatılır.
Marifetname Kadın Vücudu
Kadın bedenindeki şekiller, ten rengi, göz, saç ve yürüyüş gibi unsurlar üzerinden kadınların ahlakı, sağlık durumu ve iç dünyası hakkında yorumlar yapılır. Bu bölüm, güzellikten çok kişilik analizine odaklanır.
Marifetname Erkek Özellikleri
Erkeklerdeki fiziksel yapı (omuz, göğüs, bel, boy) ve yüz azaları, onların cesaret, liderlik, kibir, merhamet gibi duygularla ilişkisini ortaya koyar. Marifetname, erkeklerin mizacını dış görünüşleri üzerinden analiz eder.
Marifetname Kadınların Güzellik Alâmetleri
Güzelliğin sadece dış görünüş değil, ruh ve huyla da ilgili olduğu vurgulanır. Ancak Marifetname, ideal kabul edilen fiziksel güzellik unsurlarını da detaylı şekilde sıralar: saç, göz, ten rengi, yürüyüş ve konuşma şekli gibi.
Marifetname Göz Şekilleri
Gözlerin büyük, küçük, uzun, yuvarlak, çekik oluşu ya da göz kapaklarının şekli gibi detaylar, insanın mizacıyla ilişkilendirilir. Gözler, ruhun aynası olarak değerlendirilir ve fizyonomide merkezi bir yer tutar.
Marifetname Dudak Şekilleri
Dudakların kalınlığı, inceliği, yay gibi olması ya da eğriliği, kişinin şehveti, konuşkanlığı, dürüstlüğü veya gizliliği gibi birçok karakteristik özelliğini yansıtır.
Marifetname El Analizi
Parmak uzunlukları, elin iç ve dış yapısı, parmak boğumları gibi detaylara bakılarak kişilik analizi yapılır. Cömertlik, kıskançlık, tembellik ya da zarafet gibi kavramlar el yapısıyla ilişkilendirilir.
Marifetname Yüz Şekilleri
Yüzün kare, yuvarlak, uzun veya üçgen olması; alın genişliği, çene çıkıklığı gibi şekil özellikleri üzerinden insanın huyu ve karakteri hakkında öngörüler sunulur. Bu şekiller, dört temel mizaca da bağlanır.
Marifetname PDF
Marifetname'nin orijinal Osmanlı Türkçesiyle yazılmış metni bugün çeşitli dijital arşivlerde PDF formatında ulaşılabilir durumdadır. Bu PDF versiyonlar, hem klasik metnin korunması hem de günümüz okuyucusuna ulaşması açısından önemli bir kaynaktır.
ÖNEMLİ NOT;
Kitapta son derece sert ve ucu açık yorumlar bulunmaktadır. Bu bilgileri bir hocanın anlatımı ile birlikte öğrenmek doğru olandır. Çünkü bilgiler aşırı derecede çarpıtılmaya açıktır. Müellif de bilgilerin kullanımı konusunda derslerinde ekleme ve genişletmeler yapmıştır. Bunu Yedinci Neviden rahatlıkla anlıyoruz. Bilgilerin birebir kullanılmadığına dikkatinizi çekeriz.
İnsana bakarken sadece şeklen değil basiret gözü ile bakılır. O yüzden önce bu bölümü okuyunuz;
4.BAB Beşinci Fasıl YEDİNCİ NEVİ
Uzuvların kıyafetlerinin zıt delillerle tâdilini ve nefislerin değişikliğine göre olan hükümlerini bildirir.
Ey azizi Hikmet ehli demişlerdir ki, a'zaların kıyafetinde, bildirilen zıt deliller, bir şahısta toplansalar, hepsini, itidal ma'mür ve Abad eder. Mesela, kōsenin boyu uzun olsa, o köšedir diye ona ta'n olunmaz. Zira ítidal bulmuştur. Eğer yüzü de nûrâní ise, basiret sahibleri onu nûr görür. Demek ki, bir kimsede hangi tarafın delilleri daha çok ise, o kimse o tarafta bilinir, Eğer bir kimseye Hakk'ın nûru basar olsa, onun firâseti, adı geçen delillere muhtaç olmaz. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav.) bir hadis-i şerifde, «Mü'minin ferâsetinden korkunuz, Çünkü o Allahü Teâlâ'nın nûru ile bakar, buyurdu.
Bu alametlerin hepsi hayvani nefsin ahlak ve evsafının delilleridir. İnsanın nefs-i emmâresi ise, hayvani nefsin esiri olduğundan bu hükme girer. Zulm ve zulmetten, cehil ve kudüretten efsafı safi değildir. Bazen şeytan sıfatlı, bazen yırtıcı hayvan, yani canavar sıfatlı, bazen, hayvan sıfatlı olur. Süreta insan görünür. Eğer insanın nafsi levvame ise, bazan hayvani nefse mağlüb, bazen ona galib olduğundan, bu nefs bazen hayvan sıfatlı ve bazen insan sıfatlı bulunur. İnsanın nefsi mülhime ise, daima hayvani nefsin üzerine galib olup, mütmainne olduysa savaşı barışa, kavgası rızaya döner. Şerler ona tam hayr olur. Bu hayır ve şer onun kaydı olmayıp, nefsi mutlak rûh olur. Bütün varını terk eylediğinden ağyarı ona yâr olur. Kendinden nişan ve alamet kalmaz. Onun vasfı beyana gelmez.
ÜÇÜNCÜ NEVİ
İnsanın a'zâlarının şekillerine fehim ve firasetle bakmanın gönül ve cana olan emniyyet ve selâmetini, lütuf ve kerâmetini bildirir.
Ey aziz! Hikmet ehli demişlerdir ki, alemi bu hey'ette halk ve takdir eden Hakim-i Kandir, onun benzeri olan insan älemini, en güzel şekilde tasvir edip, rüh vererek tezyin ve tenvir etmiştir (süsleyip nurlandırmıştır). Hayvan cinsinde, bu insan nevini hüsnü an [güzellik] ile güzel ve mutedil kılıp kılıp nutk ve beyan ile efdal ve ekmel yapmıştır. Gerçi insanoğlunun hepsini tiynet ve hilkatte bir yaratmıştır, Ama fertlerini süret ve sirette birbirinden farklı yaratmıştır. Sonra lütuf ve inayetiyle hikmetinin hakikatini, san'atının inceliğini bu insan åleminde beyân ve ıyân edip süreti sírete ve a'zayı ahlâka alamet ve nişan etmiştir. Böylece insan önce kendi kıyafetinden, kendi sıfatlarımı tamamiyle bilip, ihtimamgile ahlakını güzelleştirir. Sonra akran ve dostların kıyafetlerine fehm ve firâsetle bakıp, her birinin zâtında gizli olan hâller ve ahlaklarına vakıf ve muttali' oldukta, onlara ya ahlakına göre rağbet ve muhabbetle muamele eder, veya aklınca güzel idare ile geçinip gider. Yahut hepsinden uzlet edip, emin ve selâmete, izzet ve rahata erişir. Ne kimseden incinir, ne kimseyi incitir. Gönül hoşluğuyla yalnız oturup yatar.
Nazm:
Cihan bağında, ey akıl, budur makbül-i ins ü cin,
Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin.
Ey akıllı kişi! Bil ki cihan bağında her türlü canlının en makbuli şudur: «Ne kimse senden incinsin, ne de sen bir kimseden incin.
Hadis-i şerifde, İyiliği güzel yüzlüler yanında arayınız, buyurulmuştur. Yani iyi insandan güler yüz, tatlı söz görülüp işitildiğini, güzel huylar ve iyi işler meydana geldiğini herkese duyurmuştur.
Beyt:
Kim ki, hikmetle näsa kıldı nazar,
Her işi muktezā-yı zāt sezer,
İnsanlara şöyle ibret gözüyle bakan kişi, yaratılışının gereği ola- rak her şeyin ne olup olmayacağını anlayıverir,
Allahü Teâla kereminin çokluğundan, İsra Süresi seksendördüncü áyetinde.
"Ey Habibim, de ki, herkes (hidayet ve dalalette) häline uygun yol üzere amel eder" va'd ve müjdesini işaret buyurmuştur. O halde her şeye Gafûr, Halim, Cevâd, Kerim, Rauf, Rahim olduğunu lütfuyla buyurmuştur. Zira herkesin, kendine layık olanı işlediğini herkes görmüştür.
Comments