top of page

Yedi Deniz, Sekiz Kaf Dağı ve Cehennemin Derinlikleri

Yedi deniz, dağlar, yerler ve Cehennem’i kısaca bildirir.
Yedi deniz, dağlar, yerler ve Cehennem’i kısaca bildirir.

Marifetnâme’nin bu bölümü, yedi denizi, sekiz Kaf dağını, yedi kat yeri, Cehennem’in tabakalarını ve kâinatın derin düzenini anlatır.


Peki, gökyüzünün maviliği gerçekten Kaf Dağı’ndan yansıyan ışıklardan mı gelir? Yedi denizi kuşatan gizemli yaratıklar hangi ilâhî sırları taşır? Cehennem tabakalarının altında ne vardır? Ve bütün bu kozmik düzen nasıl ayakta durur? Bu bölüm, insanı hem hayret hem de ürpertiyle dolduran kâinat tasvirleriyle derin bir tefekküre davet ediyor.


BİRİNCİ NEVİ

Yedi deniz, dağlar, yerler ve Cehennem’i kısaca bildirir.


Ey aziz! Tefsir ve hadis âlimleri ittifakla şöyle bildirmişlerdir: Allahü Teâlâ gökleri ve yerleri yaratmayı istediğinde, önce bildirdiğimiz yeşil cevherin suyundan, Cennetler ve hazineler altında kalan artığın saf ve latîfinden yedi kat gökleri yaratmıştır. Ondan kalan bulanık ve kesîfini birbirine vurmuştur. Yüze çıkan köpüğü ve yükselen dalgaları dondurunca yerler ve dağlar meydana gelmiştir. Dağlar yerin direkleri olmuştur. Sonra bütün dağların damarlarını yeryüzünü çevreleyen Kaf dağına bağlamıştır. Bir büyük meleği zelzeleye vekil edip dağların damarlarını onun emrine vermiştir. Hakk Teâlâ bir yerin halkını günahtan men etmek istediğinde, o melek o yerin damarını hareket ettirir. Böylece o yerin halkı o zelzeleden korkarak kendilerine gelip Allahü Teâlâ’ya yönelerek ibadet ve tâat yaparlar.


Hakk Teâlâ yeryüzünden sonra yedi denizi yaratmıştır.

En küçüğü Arz’ın etrafını Kaf dağı’nın ötesinden kuşatmıştır. İsmi Bahr-i Muhît’tir. Onun ötesinde ikinci deniz vardır, ismi Kaynes’tir. Onun ötesinde ismi Esam olan üçüncü deniz vardır. Onun ötesinde ismi Muzlem olan dördüncü deniz vardır. Onun ötesinde ismi Mırmas olan beşinci deniz vardır. Onun ötesinde ismi Sâkin olan altıncı deniz vardır. Onun ötesinde ismi Bâkî olan yedinci deniz vardır.


Bütün bu denizler birbirini içine almıştır. Her denizin eni beşyüz yıllık yoldur. Hakk Teâlâ, yeşil cevherin bakiyesinden her iki deniz arasında, birinci deniz ile yerin etrafı arasında ve yedinci denizin ötesinde olmak üzere sekiz yeşil Kaf dağı yaratmıştır. Her bir Kaf dağı’nın genişliği beşyüz yıllık yoldur. Sonra Hakk Teâlâ kudreti ile çadırlar gibi olan bu Kaf dağlarının yedisinin üzerine yedi semânın etrafını kubbeler gibi kondurmuştur. Sekizinci Kaf dağı, dünya semâsının içinde, Bahr-i Muhît ile Arz arasında, hepsinden ayrı ve tek başına kalmıştır. Bu yeşil dağa semâ içinden Güneş ışıkları, Ay nurları ve yıldızlar parlayıp, şuaları Kaf dağı’ndan havaya aksettiğinden renksiz havayı gök mavisi gösterir. Halk bunu semânın rengi zannederler.


Hakk Teâlâ yedi denizin her birini balıklar gibi binlerce çeşit mahlûklarla doldurmuştur. Yedinci kat göğün duvarı olan Kaf dağı’nın ötesinde büyük bir yılan yaratmıştır. Bu yılan o büyük dağı, başı kuyruğuna gelecek şekilde çevrelemiştir. Kıyamete kadar Hakk Teâlâ’ya yüksek sesle tesbih eder.


Yedi denizin ortasında yedi kat yer, bir gemi gibi hareketli ve dönüp dururken Hakk Teâlâ, yedi kat yerin etrafını kavrayıp bir omuzu üzerinde durduran bir büyük melek yaratmıştır. O meleğin ayağını basması için yeşil yakuttan kare şeklinde bir büyük kaya yaratmıştır. Bu kayanın üst yüzünde bin vadi yaratıp her birini su ile doldurup denizler gibi yaparak binlerce çeşit mahlûklarla doldurmuştur.


Hakk Teâlâ, yakut kayayı sabit tutmak için bir büyük kırmızı boğa yaratmıştır. Bu boğanın kırk bin başı, kırk bin boynuzu ve kırk bin ayağı vardır. Her iki ayağı arası bir yıllık yoldur. Büyük yakut kayayı boynuzları ve sırtı üzerinde taşır. Bu boğanın adı Liyunân’dır. Sonra Hakk Teâlâ bu boğanın ayaklarının karar etmesi için bir büyük balık yaratmıştır. Yedi deniz onun ağzında bir damla gibidir.


Sonra Hakk Teâlâ balığın altında büyük bir deniz yaratmıştır. Balık bu denizde hareketsiz durmaktadır. Sonra Hakk Teâlâ bu denizin altında yedi tabaka Cehennem’i yaratmıştır ki, büyük deniz Cehennem üzerinde sâkin olmuştur. Hakk Teâlâ yedi Cehennem’in altında, Sa’îr ve Sekar adlı tabakaların üzerinde durduğu keskin rüzgârı yaratmıştır. Sonra o rüzgârın altında karanlık ve onun altında bir perde yaratmıştır. Mahlûkların ilmi o perdeye kadardır. Mülkünü ve mülkünde olanları en iyi Allahü Teâlâ bilir.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page