top of page

Varlığın Görünmez Sırrı: Dokuz Araz ve Âlemin Gizli Dili

Varlığın Görünmez Sırrı: Dokuz Araz ve Âlemin Gizli Dili
Varlığın Görünmez Sırrı: Dokuz Araz ve Âlemin Gizli Dili

Varlığı mümkün olan şeyler yalnızca cisimlerden ibaret değildir. Onların üzerinde, hayatın akışını ve eşyanın değişimini anlamamızı sağlayan gizli nitelikler, yani arazlar vardır. Peki, tatlılığın balda, tuzluluğun denizde görünmez ama hissedilir şekilde bulunması ne anlama gelir? Bir cismin mekânla, zamanla, hareketle ilişkisi bize hangi sırları fısıldar? Filozofların “ma‘kûlât-ı aşere” dedikleri bu on hakikat içinde, cevher kök ise, dokuz araz onun yaprakları ve çiçekleridir. Her biri, Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden görünmez işaretlerdir. Bu bölüm, varlığı anlamanın yalnız akılla değil, kalp gözüyle de nasıl mümkün olabileceğini gösteriyor.


ÜÇÜNCÜ NEVİ

Varlığı mümkün olan arazın dokuz kısmını kısaca bildirir.


Ey aziz! Malûm olsun ki, ehl-i hikmet demişlerdir ki: İkinci Nevi’de zikrettiğimiz Mevdû’da mevcûd olan arazlar dokuz kısımdır: Kem, keyfe, eyne, metâ, izâfet, mülk, vad‘, fiil ve infi‘âldir.


  1. Kem (Kaç): Kem zâtında eşit olmayı ve olmamayı kabul eden nesnedir. Bu ya nokta ve sayı gibi ayrı oluş üzeredir, yahut kendi yerinde duran bitişiklik hâlidir; çizgi, yüzey, hacim gibi. Bir de kendisi yerinde durmayan bitişik hâl vardır, bu da zamandır.

  2. Keyfe (Nasıl, Nitelik): Bu, eşyada öyle bir durumdur ki, zâtına bölünme veya birleşmeye ihtiyacı yoktur. Ancak duyusal niteliklere ve kuvvetlere bölünür. Balın tatlılığı, deniz suyunun tuzluluğu gibi. Yahut temeli kuvvetli olmayanlara bölünür; utananın kızarması, korkanın sararması gibi. Nefsi niteliklerden yana bölünür; ilk yaratılışta ilim öğrenmek ve yazmak gibi. Yetenek niteliğinden yana bölünür; sertlik ve yumuşaklık gibi. Kemmiyete has olan keyfiyetten yana bölünür; üçgen ve dörtgen gibi satıhlar, tek ve çift olan sayılar gibi.

  3. Eyne (Nerede): Eşyaya, mekân içinde bulunmaları sebebiyle hâsıl olan bir hâldir.

  4. Metâ (Ne zaman): Eşyanın zaman içinde bulunmaları sebebiyle hâsıl olur.

  5. İzâfet (Bağlılık): Nisbette tekrarlanan bir hâldir. Babalık ve oğulluk gibi.

  6. Mülk: Eşyaya hâsıl olan bir hâldir. Onları bir şey kuşatıp intikalleri ile taşınabilir olmak sebebiyle o hâlet bulunur.

  7. Vad‘: Bir şeyin bir kısmının diğer kısmına nisbeti sebebiyle, eşyada hâsıl olan bir durumdur. Dış işlere nisbetleri sebebiyle de bu durum bulunur; kalkmak ve oturmak gibi.

  8. Fiil: Eşyanın etkileri sebebiyle onlara o hâl hâsıl olur; kesmek gibi.

  9. İnfi‘âl: Eşyanın başkasından etkilenmesiyle hâsıl olana denir; ısınmak gibi.


Cevher ile beraber arazların dokuzu, toplamı olan on şeye ma‘kûlât-ı aşere demişlerdir. Cevher kendi zâtı ile kâim ve sabittir. Araz ise cevher ile kâim ve onu sıfatlandırmaktadır. Cevher de Allahü Teâlâ ile kâimdir. Bütün âlem, her parçası ile ma‘kûlât-ı aşereden mürekkeb tek bir cisimdir. Hepsi lisân-ı hâl ile Allahü Teâlâ’nın varlığına ve birliğine nâtık ve şahiddir.


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page