Arş-ı A‘zam’ı Taşıyan Melekler
- Fizyonomist

- 2 Ağu
- 2 dakikada okunur

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetnâme adlı eserinde, kâinatın yaratılışı kadar Arş-ı A‘zam’ın mahiyeti de detaylı şekilde anlatılır. Allah, bütün âlemi bir anda yaratmaya kadir olduğu halde altı günde yaratmış, böylece kullarına sabrı ve ihtiyatı öğretmiştir. İlk cevherin köpüğünden meydana gelen Arş-ı A‘zam, kırmızı yakutla çevrili, yetmiş bin dil ile tesbih eden ve bütün varlıkların sûretini üzerinde barındıran muazzam bir yapıdır. Onu taşıyan melekler —Hamele-i Arş— dört yüzlü, dört kanatlı, devasa varlıklar olup kıyamette sayılarının sekize çıkacağı rivayet edilir.
Peki, Arş-ı A‘zam gerçekten nedir? Onu taşıyan melekler hangi sırlara sahiptir? İsrafil’in bu görevdeki özel konumu neyi ifade eder? Ve neden bu meleklerin bedenleri yarı kar, yarı ateş olarak tasvir edilmiştir? Marifetnâme’nin bu bölümü, göklerin ötesine dair hayranlık uyandırıcı tasvirler ve derin hikmetler sunuyor.
Tefsir ve hadis âlimleri ittifakla şöyle bildirmişlerdir: Allahü Teâlâ’nın, bütün âlemi bir anda yaratmaya kâdir iken altı günde yaratması, yani pazar günü başlayıp âlemin fertlerini cuma günü tamamlaması; kullarına her işte sabır ve ihtiyat göstermelerini öğretmek ve anlatmak içindir. Nitekim Kâf sûresi otuz sekizinci âyet-i kerîmesinde: «Semavât, arz ve bu ikisinin arasında olanları altı günde yarattık. Bize yorgunluk isabet etmedi.» buyurmuştur.
Allahü Teâlâ yukarıda bildirildiği gibi, ilk yarattığı cevherin köpüğünden Arş-ı A‘zam’ı yaratmıştır ki, o cevherin nûr ve azametini anlatmak imkânsızdır. Arş-ı Mecîd’in etrafı kırmızı yakut olup, bütün mahlûkların sıfat ve sûretleri orada resm ve nakş olunmuştur. Yeryüzündekilerin kıblesi Kâbe olduğu gibi, meleklerin kıblesi de göklerin üstündeki Arş-ı A‘zam’dır. Arş-ı A‘zam’ın her biri başka bir lügatla Hakk Teâlâ’yı tesbih eden yetmiş bin lisanı vardır. Dört direği vardır; direklerin ayakları yerin altına varmaktadır.
Hamele-i Arş, yani Arş-ı A‘zam’ı taşıyan, yüklenen melekler dört tanedir. Allahü Teâlâ, Hamele-i Arş’ı; Arş-ı A‘zam su üzerinde, su da rüzgâr üzerinde iken yaratmıştır. Kıyâmette dört büyük melek daha yaratılarak Hamele-i Arş’ın sayısı sekize ulaşacaktır. Hamele-i Arş olan dört melekten her birinin dört yüzü vardır: bir yüzü insan şeklinde, bir yüzü arslan sûretinde, bir yüzü boğa sûretinde, bir yüzü de kartal şeklindedir. Her yüz, yeryüzünde kendi benzeri olan mahlûklar için Rezzâk olan Allahü Teâlâ’dan rızık talep eder. Bu dört büyük melek daima ayakta durur; ayakları yedi kat yerden de aşağıda olmak üzere Arş-ı A‘zam’ı boyunları üzerinde tutarlar.
Allahü Teâlâ’nın katında Arş-ı A‘zam’ı taşıyan melekler, Allah’a yakın meleklerin hepsinden daha muhteremdir. Onlardan biri, Arş-ı A‘zam’ın bir direğini boynu üzerinde sapasağlam tutan İsrafil aleyhisselâmdır. Hakk Teâlâ katında o, Hamele-i Arş’tan da kıymetli ve şereflidir. Sûr’a üflemek için her an hazırdır, kıyamete kadar Levh-i Mahfûz’a (1) bakmaktadır. Cebrâil, Mikâil ve Azrâil aleyhimüsselâm’ın hâllerini ve işlerini Levh-i Mahfûz’dan öğrenip kendilerine haber vermekte ve ulaştırmakta mâhirdir. Hamele-i Arş’tan her birinin dört yana uzanmış dört kanadı vardır. Bedenlerinin yarısı kar, yarısı ateş olmasına rağmen birbirini söndürmez; yıldız böceği gibi birbiriyle kaynaşmışlardır. Cüsseleri çok büyük olup, kulak memeleri ile boyunlarının arası kuş uçuşu ile yedi yüz yıllık mesafe bulunmuştur.
Hamele-i Arş’a Kerûbiyyûn (Büyük Melekler) da demişlerdir. Devamlı olarak aşağıdaki tesbihi dillerinde vird etmişlerdir:













Yorumlar